Seishun 18 ile yolculuk #2 :Nara

Pekala, geldik Nara’ya.

Seishun 18 biletim ile ilk durağım olan Nara’da 1 gece konaklama ayarlamıştım. Japonya’da konaklama fazlasıyla ucuzdur. Çantamı bırakır gezerim, uyumaya dönerim derseniz “guesthouse”ları tercih etmek en mantıklısı olacaktır, çünkü geceliği 1000yenden başlar. Ayrıca oldukça temizdir ve kalan insanlarla ya da çalışanlarla çok güzel muhabbetler döner. İşte ben de bir guesthouse ayarladım ve yanlış hatırlamıyorsam 1500yen gibi bir fiyata 1 gecelik yer ayırttım aşağıdaki şu tatlış yerden.

İstasyondan da 10dk uzaklıktaydı. Kolayca buldum ve içeri girdim. Kimse yoktu, bi kaç kere “merhabaaaa!” falan dedim ama sonra 2-3dk olduğum yerde dikildim öylece :’D En sonunda bi adam geldi. Dedim ben rezervasyon yapmıştım bu akşam için diye Japonca. O da benle ingilizce konuştu. Ben onla Japonca konuşuyorum, o benle ingilizce konuşuyor. Bir diyalog halinde gibiydik flskdjf Bazen Japonlarla böyle anlar yaşandığı için garipsemedim açıkçası. Özellikle otel gibi yerlerde Japonca bilen yabancı turist pek olmadığından bi anda dilden dile geçme tuşu çalışmayabiliyor. Neyse biz bu şekilde anlaşırken ismimi falan bulduk listeden işte. Sonra adam bana biraz beklememi söyledi, koltuklara buyur etti. Bir kaç dakika sonra bu kez genç bir kız geldi. Hoşgeldiniz, rezervasyonunuz mu vardı falan dedi. Dedim evet. Sonra bana “Siz Japon musunuz?” dedi fldsjhfdsf “Ne? :D” diye kaldım. Yoo değilim dedim anlamayarak.  Her neyse sonunda giriş yapabildim otele. Ranza yatakhane sistemli bir yerdi. Yatağıma yerleşirken o sırada ilk konuştuğum ve büyük ihtimalle otelin sahibi olan adam başka bi ranzanın perdelerini asıyordu. Yanında da az önceki kız vardı yardım ediyordu ve aralarında ÇİNCE konuşuyorlardı. Meğersem ben adamla diyalog kuruyoruz sanarken kuramamışız aslında adam beni anlamıyormuş lfskdjfksdf kız o yüzden Japon musunuz diye sormuş :’D Adam birazcık anlamadığını belli edeydi İngilizceye dönerdim yani ama böyle komikli bir anım olmuş oldu.

Neyse ben “Çinlilermiş” şokumu atlatamadan aklıma başka bir düşünce düştü…”Yani bu otelin sahipleri Çinli mi?!::::::’)” dedim kendi kendime. Neden? İlk başta demiştim ya temiz yerlerdir guesthouselar diye. Onu düzelteyim. Japonların işlettiği guesthouselar temiz yerlerdir :’) Çünkü yatak örtümü kaldırmamla beraber kıl saç tüy çeşitli şeylerle karşılaştım. Örtüyü kapatıp havlumu serip yatmıştım o gece bu sebeple. Felaket bir durumda değildi ama Japonya’da temiz yerlere alıştıktan sonra insan irite oluyor yani.

(Bu arada o zamanki cep telefon kameram kötü olduğundan genelde Huji uygulamasından çekiyordum fotoğrafları, o yüzden böyle.)

Yerleştikten sonra biraz etrafı gezmek ve bir şeyler yemek için attım kendimi sokaklara. Fazlasıyla turist, fazlasıyla yukatalı insan vardı orjinalliğini bozmayan eski yapılarla çevrili daracık sokaklarda. Hem insanları hem çevreyi izleye izleye yemek yiyecek yer aradım ve en son bayılacak gibi olduğumda beni çok cezbeden bir restorana girdim.

Orayı seçmemin sebebini soldaki fotoğrafta görüyorsunuz. Bilmeyenler için açıklayayım. Pek çok restoran ve kafe sattıkları ürünleri bu şekilde sergilerler vitrinlerinde. Aşırı gerçekçiler ama aslında plastikten (ya da benzeri bir şeyden) yapılmış sahte ürünler. Ben bunu görüp iyice ağzımın suyunu akıtıp girdim içeri. Küçücük bir yer ve belli ki bir aile işletiyor. Gelen müşteriler de hep Japon ve genellikle orta yaş ve üstü. Bu demektir ki gerçekten lezzetli bir yer seçmiştim :’D Ki sağdaki menüyü istedim hemen, yalan olmasın 700küsür yendi. Türk lirasına çevirince söylediklerim hep pahalı geliyor ama ben bursumu yen üzerinden aldığım için fazlasıyla ucuz geliyor her şey :’)

Yemeğimi yiyip kendime geldikten sonra yine biraz daha dolaştım ve bir izakayaya girdim. Hatta tam o sıralarda yenin 7liraya yaklaşma (yoksa olmuş muydu?) gündemi vardı, dakikada bir dolar oynuyordu. Keyif yaparken bir yandan da onları takip ediyordum kfjsdhf Neyse ilk gecemi bu şekilde sonlandırıp pis yatağıma döndüm ve ertesi sabah erkenden kalktım. Geyikleri görmeye gidecektim!

Bilmediğim yerlerde gezerken toplu taşıma araçlarını kullanmaktan kaçınırım. Çünkü etrafı izleme zevkinden mahrum kalmak istemem. Mesela otobüsle gidecek olsam şu sokak aralarındaki tatlış tapınakları göremeyecektim. Evet, Nara’da adım başı bir tapınak var, bu doğru ama, olsun. Zaten kaldığım yer de Nara Parkına çok uzak değildi. Tek sorun aşırı sıcak olmasıydı. Onu da 100yenciden aldığım havlu ve yelpaze ile hafifletmeye çalıştım. Görünüşte 60 yaş üstü Japon teyzesiydim yani, şapka+gözlük+yelpaze+ havlu tastamam!

İşin bundan sonrasında kafam bayağı karışabilir, çünkü googledan Nara Park diye bir aratırsanız göreceksiniz ki parkın içi tapınak dolu. Ben hangilerine uğramıştım, isimleri neydi pek hatırlamıyorum açıkçası. Ama soldaki Kōfuku-ji sanırım. Saatlerce güneş altında yürüyüp asıl görmek istediğim Tōdai-ji’yi, yani dünyanın en büyük ahşap yapısı olan tapınağı görememiştim sanki öyle bir şey hatırlıyorum. Öyle anlarda “Amaan tapınak tapınağa benzer işte ben gideyim gölge bir yerde su içeyim” düşüncesi hükmediyor beynime :’D Görememişsem de napalım artık bir dahakine iyice gezer görürüm.

Geyikler şehrin bu kısmında özgürce dolaşıyor. Çoğunluğu turist olmak üzere bol bol seviliyorlar, geyik püskevitleri yediriliyorlar. Hallerinden memnun gibiler ama pek ısrarcılar. Elindeki her şeyi yemek isteyen geyikle mücadele eden kaç insan videoya aldım bilemiyorum. Madem o kadar sevip mıncırıyorsunuz, katlanacaksınız arkadaşlar :’D Ben merhaba güzel arkadaşım diyerek dolaştım aralarında pek bulaşmadım. Valla bir de yalan olmasın “Her yer kaka yauv!!” diye dolaşıyordum. O kakaların kokusunu alıp anormal yaz sıcağıyla harmanlayın bir de oh mis!

Fazlaca uzun bir yazı oldu. Zaten Nara’da kısıtlı zamanda yapabildiklerim bu kadardı. Kyoto’ya gitmek üzere akşama doğru yola çıkmam gerekiyordu. Yine istasyona kadar yürüyerek devam ettim tabi ama bir cafede mola verip üstümü değiştirmek zorunda kaldım terden :’D Yazın gezmek, hele ki Japonya’da gezmek çok zor azizim. Neyse yazıma son verirken parktan bir kaç güzel yer keşifimi de bırakayım buraya. Görüşürüz!

2 thoughts on “Seishun 18 ile yolculuk #2 :Nara”

  1. “Japonya’da konaklama fazlasıyla ucuzdur.” cümlesine katılmak epey zor. Belki Tokyo hariç diyebiliriz. Ancak Kyoto bile dünya geneline baktığımızda ortalamanın üzerindedir.

    Nara’ya gelince ise Dünya üzerinde eşi olmayan bir yer olabilir.

    Like

    1. Yorumlar için teşekkürler!
      Kore ve Japonya dışında konaklama yaptığım bir ülke olmadığı için dünya geneli hakkında bir yorum yapamam. Ancak Tokyo’da bile 3bin yene kalmışlığım var. Kyoto’da bir kez 7bin yene (ki kaldığım otel için fena bir fiyat değildi), bir kez 2bin yene kalmışlığım var. O yüzden gayet ucuz olduğu görüşümü sonuna dek savunacağım 🙂 (Yazıda da dediğim gibi, yaşadığım olaylar Türk Lirasını Yene çevirterek yaşadığım olaylar değil, direkt yen olarak aldığım bursla yaptığım harcamalar.)

      Like

Leave a comment